Freud’un Buz Dağı: Topografik Kuram

Freud’un Buz Dağı: Topografik Kuram

Geçmişten günümüze insanoğlu var olduğu dünyadan kendi bedenine kadar çoğu şeyi anlamlandırma çabasında bulunmuştur. Yaşamında var olan çoğu şeyi anlamlandırsa dahi kendini anlamlandırma çabası hala devam etmektedir. Tüm bunların içinde insan beyni anlamlandırması en güç yerlerden birisi olmuştur. Zihin, insanın duyguları ve davranışlarının dışındaki ruhsal süreç ve etkinliklerin bütünü olarak tanımlanmıştır. Ve çoğu zaman en merak uyandıran konulardan biri olmuştur. Bu süregelen anlamlandırma çabasının sonucu olarak en önemli kuramlardan birini Avusturyalı nörolog Sigmund Freud geliştirmiştir. Sigmund Freud, Topografik Model adını verdiği kuramıyla insan zihnini buz dağına benzetmiştir. Böylelikle buz dağını kullanarak metaforik bir şekilde bizlere anlatmaya çalışmıştır. Freud, kuramın temel parçalarını bilinç, bilinç öncesi ve bilinç dışı (bilinçaltı) olarak isimlendirmiştir. Bu kuramda buz dağının en üstte suyun yüzeyinde kalan kısmı bilinci anlatmaktadır. Buz dağından biraz aşağısındaki bölge bilinç öncesini; buz dağının görünmeyen kısmı yani suyun altında kalan karanlık kısmı ise bilinçaltını oluşturmaktadır. Freud’un diğer kuramı olan yapısal kişilik kuramında yer alan id, bilinç dışına; süper ego, bilinç öncesine; ego ise bilinç kavramına karşılık gelmektedir.

Freud ve Topografik Kavramda Bilinç

Bilinç

Bilinç buz dağının gün yüzünde kalan kısmıdır. Kelime anlamı insanın kendisi ve çevresini tanıma yeteneği olarak tanımlanmaktadır. Şu anda yaşadığımız, duyduğumuz, hissettiğimiz yaşantıların bulunduğu düzeydir. Bu yazıyı okurken düşündükleriniz, pencerenizden esen rüzgarın taşıdığı ıslak toprak kokusu ya da kulaklığınızda çalan müzik olarak örneklendirilebilir.

Bilinç Öncesi

Bilinç öncesi şu anda farkında olmadığımız kısımdır. Ancak üzerinde biraz düşündüğümüzde ya da kendiliğinden hatırımıza gelen yaşantılar buluruz. Buz dağı metaforuna göre düşünürsek eğer, bilinçli şekilde hissettiklerimiz suyun üstündedir. Yani bilinç olarak tanımlanan kısımdadır. biraz düşünme gerektiren, yani biraz daha derinde bulunan bu bilgiler ise buz dağının görünen kısmının hemen altında muhafaza edilmektedir. İzlediğimiz bir filmde gördüğümüz bir oyuncunun ismi, geçtiğimiz günlerde okuduğumuz bir haberdeki olay ya da “Kişilik kuramları dersinin öğretmeni kimdi?” gibi sorulara cevap bulmak için bilinç öncesine ineriz. Ve bu bilgileri bilinç katmanımıza çıkarırız.

Bilinç Dışı (Bilinçaltı)

Bilinç dışı farkında olmadığımız ama bizi yönlendiren tüm istek ve dürtülerden oluşur. Kelime anlamı ise bilinçsizce yapılan iş ve etkinliklerin bütünü olarak tanımlanmaktadır. Freud’a göre bilinci tehdit eden ve uzaklaştırılması gereken duygu ve yaşantıları içerir. Buz dağı metaforunun en büyük alanını kapsar. Gün yüzünde ve hemen altında olan diğer kısımların dışında buz dağının görünmeyen ve karanlıkta kalan kısmıdır. Korkular, mantık dışı istekler, ahlak dışı dürtülerimiz, bencilce ihtiyaçlar ve kabullenilemez cinsel ihtiyaçlar, fanteziler bu katmanda bulunur. Bilinç dışı katmanında bulunan bu bilgileri bilinç yüzeyine çıkarmak oldukça güçtür. Bu nedenle bunun için kullanılan serbest çağrışım, hipnoz gibi birçok teknik vardır. Ayrıca rüyalar, dil sürçmeleri ve yaptığımız şakalarla da bilinç yüzeyinin derinliklerine gömülü olan bilgiler bizler farkında olmadan gün yüzüne çıkabilmektedir.

Benzer içerikler için YouTube sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

Bu yazı İnsanca Akademi editör ekibinden Simge Güney tarafından düzenlenmiştir.