YAZI KURAMI

İnsan doğası gereği yazı prensibini, olay, olgu, duygu ve düşünce sisteminin yansıması şeklinde tasarlamıştır. Yazma eylemi, anlatılmak istenenlerin en büyük aracı olarak gördüğümüz bir iletişim metaforudur. Bu bakımdan insanoğlu yazmaya başladığı günden itibaren bu iletişim metaforunu devam ettirmiştir. Yazma sırrı ve tarifi yazma eyleminin evrelerini çarpık bir üslupla dile getirmektedir

YAZININ SIRRI

Medeniyetler boyu duygu ve düşünce misyonuna göre meydana gelen yazının karakteristik örgüsü zihnin doğası gereği meydana gelmektedir. Zihninin kurgu parametleri eşliğinde yazma eylemi kendi özünü içinde bulunduğu duygu atmosferi ile sağlamaktadır. Böylelikle yazmanın derinlerinde yatan en büyük etken insan ruhunun kendini ifade etme sanatı ile ilişkilendirilmektedir. Ayrıca yazmak bizi, ruhun derinlerinden yayılan milyarlarca düşünce ile, yeryüzünden tüm gezegenlere doğru serüvene çıkarır. Ve her serüven kendine en uygun misyonu inşa eder. Kimileri için bu misyon edebi sanatlarla ilişkilendirilir. Ayrıca kimileri için ise bilim, felsefe, sosyoloji ve daha nicesi olarak tarif edilmektedir. Doğamız gereği hepimiz yazıcıyız, kalem tutan, düşünen, hatta hayata geçen her yazı, bu serüvenin bir parçası.

Yazının sırrı olarak nitelendirdiğimiz bu durum, tarif süzgecinden geçerek yazma eyleminin niteliğini inşa ederek belli bir kitleyi etrafında toplamaktadır. Yazının sırrı, bir olaya duyulan en yoğun duygusal tepkinin kişinin düşünce dünyasında meydana gelen birer örüntüsüdür. İnsan düşünen bir varlıktır. Dolayısıyla düşünme eylemimiz kendini yazı ile açığa çıkarır. Ayrıca nesiller arası kültürel bir mirasın oluşmasında oldukça etkilidir. Yazı serüveninin başlangıcı dolayısıyla kişinin duygu ve düşünceleri ile birlikte hayal dünyasında birleşen ve soyut bir gerçekliğin meydana gelme halidir.

 YAZININ DUYGUSAL TARİFİ

Duygunun misyonu yazma serüvenini inşa eden her bireyin duygu ve düşüncelerini etkileyen yaşantılar ve yaşanmışlıklar üzerine kurulu bir süreçtir. Dolayısıyla yazma duygunun spektral olarak inşa ettiği bir mekanizmadır. Yazının tarifinin odak noktası olan duygu  ayrıca göreceli olarak aktarılan yazının ortak duygu kümesidir. Sonuç olarak duygular, yazma sanatını, etkileşim halinde bulunduğu kitlelere duyurmaktadır.

  YAZININ MENÜSÜ

Yazının içeriğini meydana getiren yazma menüsü, adeta yazının ön hazırlık niteliğini taşımaktadır. Dolayısıyla bu süreç içerisinde yoğun duygu evrelerinden geçerek yazı artık ete kemiğe bürünür olur. Sonuç olarak insan doğasının duygu ve düşüncelerini kendi mutfağında meydana getirir. Ve dolayısıyla içerik yazının menüsünü gözler önüne sermektedir.

  

 

İnsanca akademi youtube hesabında gezinerek yeni hikayeler keşfedebilirsiniz.

 

Bu yazı, İnsanca Akademi Editör Ekibi’nden Mine Güven tarafından düzenlenmiştir.