Avcılık döneminden ev kedisine dönüşen kedilerle olan sıkı bağımız, diğer hayvanlarla olan bağlarımızdan çok daha çeşitli ve karmaşık olabilir.
İşte burada sorduğumuz soru “Bu harika varlıklar kendilerini birer evcil kediye dönüştürerek büyük bir güç oyunu mu sergilediler? “
Biz mi onları sahiplendik yoksa onlar mı bizi?
Kediler, sizi bazen tatlı şekilde ısırır yada eşyaları tırmalar. Ayrıca avcı yönleriyle minik kuşları veya fareleri size birer armağan gibi sunabilirler. Ama kedi severler, yani biz gönüllü köleler onlar için bilişsel bir uyumluluk içinde davranırız.
Bu yönleriyle evcil kediler (Felis Leo) dünyada ki en popüler evcil hayvan sıfatını da kazanmış olur. Ancak, insanların onları neden evcilleştirerek evlerine konuk ettikleri hala biraz muammadır.
Özellikle, tarih boyunca incelendiğinde pek çok tür ile ilişkisi olan insanoğlu neden kedileri her halleriyle bu kadar çok sevmeye başladı?
İlk başta, sorulması gereken soru aslında şu olmalı. Onlarla birlikte yaşamayı nasıl öğrendik ve onlarla ilişkimiz nasıl bu kadar ilerledi? Burada merak edilen bu bakış açısı bir insana mı yoksa ev kedisi olmaktan memnun bir kediye mi ait.
Kedi-insan yolculuğu
Burada önemli olan biraz da türler arasın da gelişen ilişkinin bir portresini çıkarabiliyor olmamız. İlk olarak, kedilerin evcilleştirilme hikayesi, insanoğlunun kalıcı yerleşim yerlerine geçiş yapmaları ile oldu. Burada kediler, tahıl depolarını kemirgenlerden koruma içgüdüsü ile evcilleştirilmeye başlandı.
Sonuç, insanlar tahıllarını daha güvenli sakladı. Kediler de bedava yiyecek bularak iki tarafı da memnun eden bir ortaklık oldu. İkinci önemli nokta ve bakış açısı ise karşılıklı olan bu alışverişin, kedilerle olan ilişkimize bakmak için daha yararlı bir mercek oluşu.
Kediler ustaca bir hamle ve özgüvenle tahıl korumacılığından rahat evlerine geçiş yaptı. Böylece kendi kendilerini evcilleştirmiş olarak karizmatik yanlarını da ortaya koymuş oldular.
Bu noktada , kedi-insan ilişkisi diğer hayvanlarla olan bağımızdan her zaman daha çeşitli oldu. Ayrıca çok boyutlu olduğu sonucu da ortaya çıkıyor sanki.
Eski çağlardan itibaren bazı dönemlerde tapılan kediler bazı dönemlerde yakıldı. Her koşulda bu mistik canlılar, hayatımızda hep çok sevilen varlıklar olarak sürekli yerlerini aldı.
Peki tüm bu duruma göre kediler gönlümüzü çalmışlar gibi değil mi?
İnsanca akademi youtube hesabında gezinerek yeni hikayeler keşfedebilirsiniz.
Bu yazı, İnsanca Akademi editörlerinden Mine Güven tarafından düzenlenmiştir.





Cevap bırak