SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK

SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK

Yazıma başlamadan önce neden bu kavramın kullanılması gerektiğinden bahsederek önemine değinmek isterim. Çocuk Koruma Kanunu’nda geçtiği şekliyle suça sürüklenen çocuk: “kanunen suç olarak tanımlanan bir davranışta bulunduğu iddiası ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilen çocuk” olarak tanımlanmaktadır. Burada ‘suçlu çocuk’ gibi bir tanımlama yapılmaması son derece kritik bir noktadır. Suçlu ifadesi henüz bir iddia iken özellikle çocuklar için etiketleyici bir sıfat olduğu açıktır. İddia kanıtlandığı zaman ise, suça karışan çocukların her zaman bunun tek sebebinin kendileri olmadığı görülmüştür. Çocuğun doğuştan iyi ya da kötü olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Çevresiyle etkileşmekte, gelişmekte ve değişmektedir. Bir çocuğun iyi mi kötü mü olacağını belirleyen en önemli etkenler eğitim ve yaşam tecrübeleridir.Yapılan pek çok araştırmada görüyoruz ki; suç davranışında bulunulmasının 3 faktörü vardır. Bunlar bireysel faktörler, ailesel faktörler ve çevresel faktörlerdir.

Bireysel Faktörler

Çocukları suça sürükleyen etkenlerden biri olan bireysel faktörler; davranım bozuklukları, dürtüsellik, çocukta madde kullanımı, empatik yaklaşamama, muhakame, yargılama ve karar verme yeteğinin yaşıtlarının uygun seviyede olmaması şeklinde sıralanabilir.

Çocuğun ruhsal bir sorunu varsa bu durum onun suça sürüklenme ihtimalini artırmaktadır. Dürtüsel davranışlarını kontrol etmekte güçlük çeken ya da madde etkisiyle kontrol edemeyen bir çocuk içinde bulunduğu suç davranışının onun için tehlikeli olduğunu farkedemeyebilir. Empati yapmakta güçlük çeken ya da empati yapamayan kişiler karşılarında bulunan kimseye zarar verdiklerini algılamakta güçlük çekebilirler. Bazı çocukların muhakame, yargılama ve karar verme yeteğinin yaşıtlarının uygun seviyede değildir. Bu sebeple yapmış oldukları davranışın suç tanımına girdiğine anlayamazlar.

Ailesel Faktörler

Çocukları suça sürükleyen etkenlerden ailesel faktörler; düşük sosyoekonomik gelir seviyesi, ailenin kalabalık ve/veya kardeş sayısının çok olması,  aile içerisinde suç geçmişi olan birinin bulunması, boşanmış ebeveynler şeklinde sıralanabilir.

Maddi yetersizlikten dolayı suça sürüklenen pek çok sayıda çocuk bulunmaktadır. Özellikle hırsızlık, gasp gibi suçlarda daha yaygın görülür. Ailenin kalabalık ve/veya kardeş sayısının çok olması çocuğun ihtiyaç duyduğu bakımı alamamasına sebep olabilmekte hatta ihmal sorununu ortaya çıkarabilmektedir. Aile bireylerinde suç davranışında bulunan bir kimsenin bulunması çocuğun bu kişiyi örnek olarak ya da suç davranışını normalleştirerek suça bulaşmasına sebep olabilmektedir. Boşanmış ebeveynlere sahip çocuklar yanlış arkadaş seçebilmekte, ailevi sorunlar çerçevesinde ihmal edilebilmektedir.

Çevresel Faktörler

Sürekli göç alan, fiziksel yaşam koşulları uygun olmayan, kuşaklararası kültürel geçişin yoğun olduğu, çok miktarda uyuşturucu madde ve alkol tüketiminin olduğu, sosyal ve kamusal güvenliğin yetersiz olduğu, yüksek suç ve suçlu oranlarına sahip yoksul semt ve mahallelerde yaşayan çocuk ve gençlerin suça bulaşma ve suçu devam ettirme oranlarının çok fazla olduğu ortaya çıkmıştır. Suça eğilimli çocukların kendi aralarında oluşturdukları akran gruplarının sosyal bağ ve ağ ilişkisi sayesinde karşılıklı iletişim olanaklarını oluşturdukları bilinmektedir. Suçlu bireyler arasındaki bu iletişim ve etkileşimin devam etmesi, suçlu akran grubunun içerisinde yer alan bir çocuğun gelecekte yeniden suça sürüklenme olasılığının yüksek olacağını söylemek yanlış olmayacaktır.

Suça Sürüklenen Çocuklarda Mağdur Olabilir!

Suça sürüklenmiş olan çocuklar aynı zamanda mağdur çocuklar olabilir. Kendisine uygulanmış olan bir suçu bir başkasına uyguluyor olabilir. Ya da ihmal istismar mağduru olabilir. Bu bağlamda çocukla görüşme yapacak kişilerin buna dikkat etmeleri ve bu hassasiyette olmaları gerekmektedir.

Türk Ceza Kanunu’na göre 0-12 yaş aralığındaki çocukların cezai sorumluluğu yoktur. 12-15 yaş aralığında çocukların cezai sorumlulukları biyopsikososyal durumlarına göre uzmanlar tarafından değerlendirilir. 15-18 yaş aralığındaki çocukların cezai sorumluluğu vardır. Suç kesinleştiği zaman çocukların cezaevine değil ıslahevine gitmelerinde amaç cezai sorumluluğunu alamayan çocukları cezalandırmak değildir. Aksine onların topluma yeniden uyumunun sağlanması için düzeltme, iyileştirme yapılmasıdır. Islah kelimesinin de anlamı budur. Bununla beraber çocuklara uygulanacak güvenlik tedbirleri de belirlenmelidir.

Danışmanlık Tedbiri

Danışmanlık tedbiri, çocuğa ya da çocuğun bakımından sorumlu olan kişiye yönelik kişilerin bilgilendirilmesi ve eğitilmesini amaçlamaktadır. Tedbir kararı çocuğun ailesi yanında korunmasının sağlanması veya çocuk hakkında verilmiş olan bir başka tedbirin uygulanabilmesi için çocuğa rehberlik edilmesi için uygulanır.

Eğitim Tedbiri

Eğitim tebdiri, eğitim almamış veya zorunlu eğitimini tamamlamamış, zorunlu eğitim yaşını doldurmuş çocukların haklarında koruyucu ve destekleyici tedbir kararı verilmesi durumunda; eğitimlerini sürdürebilmeleri, kapasitelerini geliştirebilmeleri, iş ve meslek edinebilmeleri amacıyla uygulanır.

Sağlık Tedbiri

Sağlık tedbiri, çocuğun fiziksel ve psikolojik sağlığının korunması ve tedavisi için gerekli geçici veya sürekli tıbbi bakım ve rehabilitasyonun sunulmasıdır. Madde bağımlısı olan çocukların tedavilerinin yapılması sağlık tedbirleri kapsamındadır.

Barınma Tedbiri

Barınma tedbiri,  barınma yeri olmayan çocuklu kişilere veya hayatı tehlikede olan hamile kadınlara uygun barınma yeri sağlamaya yönelik uygulanan bir tedbirdir.

 

Tüm bunlar göz önüne alınmalı ve unutulmamalıdır ki suçlu çocuk yoktur; suça sürüklenmiş çocuk vardır.

 

Diğer psikoloji yazılarımız; www.insancaakademi.com/category/psikoloji/

 

Benzer içerikler için İnstagram sayfamızı ziyaret etmeyi unutmayın!