Mitler ve Mezopotamya Mitolojisi

Barthes’ a göre mit bir iletişim sistemidir, bir iletidir. Bu, mitin bir nesne, kavram ya da düşünce değil, bir anlamlandırma biçimi olduğunu anlamımızı sağlar. İlkel insanlar kendi varlıklarını ve dünyayı anlamlandırmanın yanında onu da dönüştürmektedir. Mitler incelendiğinde, insanların evrenin nasıl oluştuğu, doğa olaylarının nedenleri, canlıların nasıl yaratıldığı konusunda meraklarından dolayı  belli çabalar sonucunda ortaya çıkmıştır. Mitler daha çok doğa ve doğaüstü varlıkların yaradılışlarını konu alır. Bir anlamda yaradılışın öyküsüdür. Genelde doğaüstü varlıklar veya tanrılar görevlendirilmektedir. Mezopotamya mitolojisinin de yeryüzünde yazılı en eski metinlerden, mitlerden biri olduğu söylenebilir. Bu mitler daha çok insani özellikler taşıyan tanrıların ve kahramanların hikayeleridir. Mitolojide Kadın

. Muazzez İlmiye Çığ’ın ilk olarak 2000 yılında basılmış olan Gılgameş adlı, Sümer tabletlerinden çevirerek oluşturduğu öykü örnek olarak gösterilebilir. Hemen herkesin bildiği Gılgamış Destanı’nın farklı yönlerini aktarırken, Çığ, tanrı ve bir kahraman olan Gılgameş’in ilişkisini gözler önüne sermiştir.

Sümer ve Babil mitolojilerindeki tanrılar tıpkı klasik Yunan mitolojilerindeki tanrılar gibi insani özellikler göstermekle beraber, onlar kadar gelişmiş değillerdir.

Aslında eski uygarlıkların inanç sistemlerine diğer bir deyişle mitolojilerine baktığımızda da gözlemlenebildiği gibi Mezopotamya toplumları da tanrıların yaratılışına, kozmos rolünün sınırlarına, tanrıların günlük rutin işlevlerine ve bu gibi metafizik olaylara anlam yüklemeyi oldukça önemsemişlerdir. İnsanlar tanrılara ulaşılamaz ve oldukça kutsal anlamlar yükleyip, evrenin temelinde, yaradılışında tanrıların yer aldığına inandıklarını pek çok eserde gözlemleyebiliriz. Tanrıların babası olarak da bilinen gök tanrısı olan Anu, hava tanrısı olan Enlil, akıl ve hikmet tanrısı olan Enki, güneş tanrısı olan Utu bu olguya örnek olarak gösterilebilir. Mitolojide Kadın

Güçlü bir Tanrıça İştar /İnanna

Sümer panteonundan diğer toplumlara birçok tanrı aynı özellikleriyle sirayet etmiş bulunmaktadır ve Yunan mitolojisine kadar etkileri gözlemlenebilmektedir. Bu tanrılardan birisi de çeşitli tanrıların özelliklerini kendisinde toplayan Tanrıça İnanna’dır. Sümerler ‘in İnanna diye adlandırdıkları tanrıça, Samilerce İştar olarak isimlendirilmiştir. Bu tanrıça en başta aşk tanrıçasıdır. İlk baştaki niteliğini yitirmeyen İştar, daha sonra savaş tanrıçasının özelliklerini kendisinde toplamış, sonrasında da diğer tanrıçaları tekeline almıştır.

İştar, güzelliğin, şefkatin, hırsın, kavganın, kurnazlığın ve en önemlisi de bereket ve çoğalmanın sembolü olmuştur. Tanrıçanın içinde bulanan aşk ile hem doğaya hem de doğanın bir parçası olan insanlara üreme gücü verdiğine inanılmıştır.  Yine onların düşüncesine göre,Tanrıça göğe ve yere egemen olup, tanrıların en üstünü olan Enlil’e istediğini yaptırmayı, Enki’yi aldatmayı başarmıştır. Ülkede bereketi ve doğurganlığı sağladığı düşünülen tanrıçanın, Sami toplumlarına geçmesiyle beraber savaşlara da yön vermeye başlanmıştır. O dönemde ordulara savaş zamanında  yardım eden ve ordunun düşmanı mağlup etmesini sağlayan odur. O düşman askerlerinin içine fesat sokarak yenilgiye uğramalarını sağlamıştır. Tanrıçanın dikkat çekici bir özelliği de hastalara şifa dağıtması ve insanları hastalıklardan koruması olarak kabul edilebilmektedir. İnsanlar tanrıçadan görmüş oldukları bu iyilikler karşılığında ona tapınak inşa etmişlerdir. Mitolojide Kadın

İnanna, genellikle bir aslan ile resmedilmektedir. Bu nedenle de kendine özgü hayvanı aslan olarak kabul edilir. Aslan da ormanların kralı olarak bilinen bir hayvandır. Bu anlamda ise gücü temsil ettiği söylenebilir.

Mitolojide Kadın – İnanna  Gılgamış Destanı

İnanna’ya Gılgamış Destanında da rastlarız. Gılgameş’e hayran kalan tanrıça ona evlilik teklifi eder fakat reddedilir. Bu gerekçe ile de Gök Boğasını ceza olarak yeryüzüne salar. Gilgameş gibi gözüne kestirdiği erkekler ile sevgili olduktan sonra onlardan bıkınca, onları birer hayvana dönüştürür, yer altına gönderdikleri bile olmuştur. Gilgameş, İnanna’yı reddederken bunları da belirtip, asla onlar gibi olmak istemediğini ve o yüzden de onunla evlenmeyeceğini açıklamıştır.

Pek çok diğer dünya mitolojileri gibi, gerek Yunan gerek de Eski Türk mitolojisi , Mezopotamya mitolojisinde de kadın imgesi tanrıçalardan İştar gibi figürler güçlü kadınlar olarak tasvir edilmişlerdir. İştar, daha önce de bahsedildiği üzere Gılgameş gibi destanlara konu olan bir kahramanın hayatında önemli bir yere sahip olmuştur. Bu tanrıçalara ibadetler edilmiş, sunaklar sunulmuş ve önemli bayramlar atfedilmiştir. Her ne kadar özellikle de 16. yüzyıl itibari ile İştar gibi güçlü kadın figürleri özellikle de edebiyatta yerini daha silik karakterlere bırakmış olsa da umuyoruz ki içinde bulunduğumuz yüzyılın yazarları, bıraktıkları eserler ile kadın kimliğini belli kalıp yargılardan özgürleştirip bizi daha da bilinçlendirirler. Mitolojide Kadın

 

 

 

KAYNAKÇA

Barthes, R. (1972). Myth Today. (25.bs.) Mythologies. Birleşik Devletler; Noonday.

Çığ, M. İ. (2015). Gılgameş Tarihte İlk Kahraman .  İstanbul; Kaynak Yayınları.

Kılıç, Y., & Uncu, E. (2011). “Eski Mezopotamya İnanç Sisteminin Yunanlılara Etkisi (İstar- Aphrodite Örneği)” ,History Studies ,3, 184-203.