uyku

Neden Uyuyoruz?

Hayatımızın neredeyse üçte birini uyku halinde geçiriyoruz. Ortalama olarak 75 yaşına gelen bir insan neredeyse 25 yılını uykuya ayırır. Peki neden? Pek çok teori var fakat aralarında en çok kabul göreni gün içinde öğrenilenleri pekiştirme teorisi. Başka bir deyişle insan beyni, biz uyurken de çalışmaya devam ediyor. Üstelik gün içinde biriken birtakım metabolik atıkları da temizlemek zorunda. Ve bunu da uykuda yaptığı uzmanlar tarafından söyleniyor. Dayanakları ise deneyler.

Sağlık-Uyku İlişkisi

1964 yılında Amerika’da Randy Gardner isimli bir öğrenci fen projesi hazırlamaya başlıyor. Bu yüzden iki arkadaşıyla birlikte “Uykusuzluğa nasıl dayanabiliriz?” sorusunu bir deneyle cevaplamak üzere yola çıkıyor. Diğer iki arkadaşı Gardner’in uyumamasından ve aynı zamanda deneyin devamı sırasında verileri kaydetmekle sorumlu. Gazetelerde haber olan bu projeye uyku üzerinde çalışma yapan Dr. William Dement dahil oluyor. R. Gardner 264 saat boyunca uyumuyor. Bu süre zarfında ise hem arkadaşları hem de Dr. Dement’in tespit ettiği bazı durumlar:

  • Beyinsel faaliyetlerin yavaşlaması.
  • Zaman zaman halüsinasyon görme.
  • Ufak tefek hafıza kayıpları.
  • Yemek yemede zorluk.

Uykusuzluğun Günümüzde Bilinen Zararları

  • Kalp hastalıkları
  • Aritmiler (kalp atımlarının düzensizliği)
  • Felç
  • Şeker hastalığı
  • Cinsel problemler
  • Trafik kazaları
  • Obezite
  • Depresyon
  • Unutkanlık
  • Kronik hastalıklar
  • Bağışıklık sisteminde zayıflama

Uyku Aşamaları

Her biri yaklaşık 90 dakikalık döngüler halinde tekrarlayan 4 ana evreden oluşur. Bu sıralama N1- N2- N3 tekrardan N2- REM uykusu ve tekrardan N1’e döner. Ve döngü yeniden başlar.

N-1

İlk evre uykuyla uyanıklık arasında olan evredir. Bu evrede beyin teta dalgaları üretmeye başlar. Bu sırada hipnogojik halüsinasyon diye tabir edilen şey yaşanabilir. Bu gerçekte var olmayan şeyler duymak ya da görmek anlamını taşır. Veya gün boyu denizde yüzdüyseniz gece hâlâ denizdeymiş gibi hissedebilirsiniz. Bu evrede görülen diğer etki ise düşme hissi. Buna hipnik sıçrama adı verilir.

N-2

İkinci evre ise uykunun biraz daha derin hali. Bundan dolayı ilk evredeki insanı uyandırmak çok kolayken bu evredeki insanı uyandırmak daha zordur. Bu evrede teta dalgaları, uyku iğcikleri ve k-kompleksi artış gösterir. Buradaki hızlı ritmik beyin faaliyetine uyku iğciği denir. Bazı araştırmacılara göre uyku iğcikleri birtakım bilişsel süreçleri ve hatta algıları engelleyerek rahat bir uyku uyumamızı sağlıyor. Bundan dolayı beynin bazı bölgelerinde meydana gelen uyku iğcikleri insanların gürültüye rağmen uyuyabilme yetenekleriyle ilişkilendiriliyor. K-kompleksi ise buna benziyor. Kortikal uyanmayı bastırarak bizi uykuda tutmaya itiyor. Ayrıca uykuda gelişen hafıza pekiştirme sürecine de yardımcı oluyor. Yani kısa süreli hafızanın uzun süreli hafızaya dönüşmesi uykuda gerçekleşiyor.

N-3

Son evrede yani yavaş dalga uykusunda delta dalgaları ortaya çıkıyor. Aynı zamanda uykunun en derin evresi burada yaşanıyor. Uykusunda yürüyen ya da konuşan insanların faaliyetleri bu evrede gerçekleşiyor.

REM Uykusu

Son olarak REM uykusu ise gözlerin göz kapakları altında hızla hareket ettiği uyku. Beynin çok aktif ve uyanık olduğu gibi vücudun hiçbir şey yapmasına da izin vermez. Ve kasların birçoğu ise işlevine kısa bir ara veriyor. Rüyaların birçoğu bu evrede görülüyor. Bu evrede kasların işleve ara vermemesi durumunda görülen rüyaya göre kasların tepki verme durumu ortaya çıkabilirdi.

Biyolojik Saat/Sirkadiyen Ritim

İnsan vücudunda gündelik işleri düzene sokmak için görevli doğal bir biyolojik saat vardır. Herkesin biyolojik saati farklılık gösterebilir. Dış etkenlerin biyolojik saate müdahale etmesi ise vücuda karşı bir tehdittir. Örneğin uyku saatinde yemek yersek vücut buna hazırlıksız olduğu için metabolik saatimizi düzenleyen genlerin aktivitesi bastırılır. Bunun sonucunda vücudumuz iltihap ve hastalık gibi şeylerle karşılaşır. Stresimiz artar, kilo dengemiz bozulur ve kan basıncımız artar. Bu günlük ritmi belirleyen ise beyinde bulunan epifiz bezidir. Epifiz bezi, melatonin hormonu üretir. Karanlık tarafından uyarılan ve ışık tarafından bastırılan melatonin akşam 21.00’dan sonra vücudu gece uykusuna hazırlar. Gün ışığını vücut algıladığı anda serotonin hormonu salgılar. Bu hormon vücuda uyanma emrini verir. Böylelikle kalp atışları hızlanmaya başlar.

Vücudumuzda Saat Saat Neler Oluyor?

02.00 En derin uyku

04.30 En düşük vücut ısısı

06.00 Uyanma saati

06.45 En keskin kan basıncı artışı

07.30 Melatonin salınımının durması

08.30 Bağırsak hareketlerinin hızlanması

09.00 En yüksek testesteron salınımı

10.00 En yüksek uyanıklık

12.00 En verimli öğle uykusu

14.30 En iyi koordinasyon

15.30 En hızlı tepki süresi

17.00 En yüksek kardiovasküler verimlilik ve kas gücü

18.30 En yüksek kan basıncı

19.00 En yüksek vücut ısısı

21.00 Melatonin salınımının başlaması

22.30 Bağırsak hareketlerinin baskılanması

 

Bu yazı İnsanca Akademi editör ekibinden Melek Nur Yıldırım tarafından düzenlenmiştir.