yaşam başka yerde

Roman İncelemesi: Yaşam Başka Yerde

Yaşam Başka Yerde, adıyla kendi karakteristiğini üç kelimeyle özetleyebilen bir roman. Okuru karşılaması bile baştan bir uyarı niteliğinde. Burada felsefe var, varoluşçuluk var diyor. Hazır mısın? Emin misin bu yolculuğa? Yaşam Başka Yerde kesinlikle çok özel bir roman.

Şair dünyaya geliyor diye başlasa da ilk bölüm; Jaromil’in doğduğu yer tam olarak bilinmez, çoğu insan gibi o da tesadüfen olmuştur. Zaten Kundera romanlarında hayat, hep beklenmeyenden bilinmezliğe uzanan bir yolculuktur. Milan Kundera’nın çoğu eseri gibi Yaşam Başka Yerde de yedi ana bölümden oluşur. Her bir bölümün şaire yakışır türden lirik isimleri vardır.

Genel olarak, bölümler üzerine Roman Sanatı kitabında şunları söyler Milan Kundera:

“Romanın ana ve alt bölümlere ayrılması, alt bölümlerin paragraflara ayrılması… Bir başka deyişle romanın eklemlenmesi… Ana bölüm harekettir, alt bölümler ölçülerdir. Bu ölçüler uzun ve kısa tekrarında birbirini bitene kadar kovalar.”

Yaşam Başka Yerde kitabındaki bu lirik ve melodik kovalamaca biraz şairlerden ve şiirden, biraz da yazarın bölümleri, iniş çıkışları kendi bilinçli ayarlamasından ötürüdür bence.

“Yaşam Başka Yerde”nin şiirle ilgilenenler için faydalı bir okuma olacağını düşünüyorum. Hem şiirin başka sanatlarla haşır neşirliğini canlandırmak açısından kapılar açabilir, hem de başta Çek şairleri olmak üzere daha nice şairin anıldığı bir kitap olması bakımından keyifle okunabilir.

 

Yaşam Başka Yerde Romanının Karakterleri 

Jaromil

Şairimizin adı Jaromil’dir. Kundera’nın onca Slav kökenli isim arasından bu ismi tesadüfen seçtiğini sanmıyorum. Jary – güçlü kökünden gelen isim varyasyonları arasından Almanca ve Çekçe’de ortak isim olan Jaromil, bence özellikle seçilmiş olmalı. Alman tankları Prag sokaklarını istila ediyor ve Kundera, savaşı bireyle özetlemeyi belki de bir özel isimde -şairin ismi ile- başarıyor.

Anne

Annesi Jaromil’e hamileyken bir Apollon heykeline bakarak oğlunun ona benzemesini umuyor. -Bu başka kültürlerde de yaygın olduğunu bilmediğim inanışı böylece öğrenmiş olmak enteresan.-

Jaromil’in köpek başlı resimleri ile işitilmeye başlıyor kitaptaki gerçeküstücü tınılar. Annenin Ressam ile yaşadığı yasak ilişki ve aralarındaki fanteziler beni Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği romanına götürüyor. Sabina ve Tomas karakterlerini anımsayıp Ressam ve Anne arasında geçenlere yeniden dönüyorum. Yalanlar, şakalar, blöfler, yanlış anlaşılmalar, ihanetler Kundera kitaplarının merkezinde oluyor genelde. Yaşam Başka Yerde romanında da bunu sıkça görüyoruz.

 

Milan Kundera ve Sözleri 

Kuşkusuz yazarın hayatını bilmeyen okurları bile sinema üzerine bir uzmanlığı ya da ilgisi olduğuna bariz bir şekilde ikna eder bu kitap. Kurduğu sahneleri okutmuyor Milan Kundera adeta izletiyor okuruna.

Sinema jargonunu hafif ve tadımlık veriyor. Detayların olması gerektiği için orada olduğu belli oluyor. Jaromil ve sinemacı kadının hikayesinde antrakt diyor ara yerine. Hiç sırıtmıyor, yapaylık yok, bilmeyeni araştırmaya sevk ediyor, merak ettiriyor.

Ayrıca Kundera bunu salt jargonla yapmıyor. Onun için iki dilli yazar deseler de Çekçe ve Fransızca haricinde de pek çok dilden deyimleri, terimleri davet ediyor. Bu bakımdan da besleyici bir okuma deneyimi vadediyor.

Milan Kundera, Roman Sanatı kitabında şöyle demiş:

“Heidegger varoluşu çok bilinen bir formülle açıklıyor. In der Welt sein. Dünyada konumlanmış olmak.”

Onun karakterlerine konumlanma açısından baktığımızda yaşamlarına dair yeni kapılar açılıyor.

 

Daha da kişisel bir okuma deneyimi… 

Milan Kundera kitapları ile lisede tanıştım, üniversite yıllarımda da okumayı sürdürdüm. Üstünden geçen yıllara rağmen bazı romanlarını en küçük detayına kadar hatırlasam da kimisini ikinci hatta üçüncü okumalarımda bile sıfırdan okuyormuşum gibi hissediyorum. -nedenini nasılını henüz çözemedim- Yaşam Başka Yerde’yi hatırladığım kadarıyla ikinci okuyuşum olduğu için ilkiyle kıyaslama yapma gereği duydum.

İlkinde fark edemediklerimi fark ettim diyebilirim. Önceden özgün, ilginç ve deneysel olarak nitelendirdiğim Kundera’ya dair bu kez daha derin ve başka metinler eşliğinde bir bakış geliştirdiğime inanıyorum.

Postmodernizmi kendi felsefesinin özgünlüğünde damıtarak sunar. Yaşam Başka Yerde kopuk metinlerle, sanat ve sanatçı bezeli göndermelerle, gerçek ve kurgu girift biçimde ilerliyor.

Bir ara anlatıcı açık açık soruyor okura: Jaromil’in hâlâ kaçtığını ileri sürebilir miyiz?

Anlatıcı çabasız, kuyuya taşı bırakıp kaçıyor…

 

Başka Eserlerle Birlikte Okuma & İnceleme 

Yaşam Başka Yerde romanını okurken anıştırdığı isimler, kitaplar oluyor. Zihnimde çağrışım yapanlara koşuyorum hemen.

Octavio Paz, Yalnızlık Dolambacında ölüm, şiir, savaş, devrim ve varoluş konularını Meksika ekseninde kaleme almış olsa da Yaşam Başka Yerde ile ortak noktalarda buluşturabileceğimiz kesitler bulmak mümkündür.

1

Yalnızız. Kaygılarımızın kaynağı olan yalnızlığımız, anamızın koruyuculuğundan yoksun bırakıldığımız ve şu yabancı ve düşman dünyaya düştüğümüz günden başlar.”

Kundera’nın Jaromil’i de tüm yalnızlığıyla, dünyaya düşmezden de önce okurla buluşuyor. Yalnızlık, aitlik hissinin uzaklığı, belirsizlik, arayışlar hepsi bir şekilde insana kendini hatırlatacak kadar duru bir biçimde akıyor şairin tanıklık ettiğimiz ömründe.

Yine Yalnızlık Dolambacı’nda Novalis’in şöyle bir alıntısı yer almakta.

2

“Düşümüzde düş gördüğümüzü görmeye başlayınca uyanma zamanı yakındır.”

Yaşam Başka Yerdede ise; Jaromil ve Xavier kimi zaman düşlerin eşiğine geliyor, düşlere dolanarak zihinde gerçeğin ve başka yaşamların peşine düşüyor. Bu arayışı çoğu zaman eylemlerine bariz yansıtmıyorlar. Şiirle, söylenmeyle, devrimle, aşkla yansıyor okura dolaylı olarak.

Kundera’nın karakterlerinin çaba ve arayışları bana Jean Paul Sartre’ın Özgürlük Yolları Üçlemesi’ni anımsatıyor. Mesela Bekleyiş olarak okuduğum (Yaşanmayan Zaman) ikinci kitapta Ivich şunu (beni dönüp dolaşıp kitabın adına getiren sözü) söylüyor: “Her şey, her zaman bir başka yerde oluyor.” Haklısın Ivich, diyorum içimden. Yaşam –gerçekten- Başka Yerde.

Tüm olası yaşamları düşlerinde yaşama imkanı bulan Xavier’e karşı kıskançlığını düşünürken (ki bu da Jaromil’in yarattığı bir şey olduğu için absürt ve komik geliyor); aklıma seçmediği sürece her şeyin mümkün olduğu düşünen Nemo Nobody geliyor.

3

“Kendi kendine, sadece bir tek hayatı olduğunu ve onu başka bir yerde yaşamak istediğini söylemişti.”

Bu cümleye ise Bilmemek kitabında denk geliyorum. Milan Kundera’nın tüm kitaplarında birbirinin izini sürebileceğimiz bir açıklık var.

Jaromil de sürekli bunun arayışında olmuyor mu? En azından Xavier’in düşlerinde. Kendi düşlerinde bile buna izin vermiyor.

Sonra bir başka kitapta daha Jaromil’e rastlıyorum. Yaşam Başka Yerde romanından yirmi yıl sonra yazılmış bir kitapta, Ölümsüzlük romanında. Anlatıcıyı Jaromil’i Paul karakteriyle kıyaslarken yakalıyorum.

 

Özetle, okumayı seven herkese, yaşamda en az bir doz Kundera kitabı diliyorum.