ANDROMEDA (SİNDRELLA) KOMPLEKSİ

Andromeda, diğer adı ile Sindrella Kompleksi’ni daha önce hiç duymuş muydunuz? Muhtemelen duymuşsunuzdur fakat hiç duymamış olsanız da çoğunuza tanıdık gelebilecek bir kavramdır. Andromeda Kompleksi, kadınların çeşitli sebeplerle bağımsızlıktan korkması, erkekler tarafından sevilmeyi ve korunmayı beklemesi olarak açıklanmaktadır. Bu kişiler zor bir durumla karşılaştıkları zamanlarda kurtarılmayı da beklerler. Şimdi bu durumu biraz daha yakından inceleyelim bu kompleks nereden gelmekte ve nasıl oluşmaktadır?

Mitolojide Andromeda

Mitolojide Andromeda, Aithiopia Kralı Kepheus ve Kassiepeia’ nın kızıdır. Kassiepeia, kendini tüm kadınlardan daha güzel olarak gören kibirli bir kadındır. Nereus kadınları da bu sebeple onu Poseidon’a (Deniz Tanrısı)  şikâyet etmişlerdir. Bunun üzerine Tanrı, Aithiopia’ya bir ejder gönderir ve ülkede kargaşa çıkarır. Kepheus kâhine gider ve kâhin, ülkenin kurtuluşu için kızını ejdere kurban etmesi gerektiğini söyler.

Ülkedeki sorunlar ve halkın baskısı karşısında çaresiz kalan kral kızını ejdere teslim etmek üzere kayaya bağlar. Ejderha Andromeda’yı parçalamak üzereyken Pegasus’ un üzerinden yere inen Perseus ejderha Gorgo’yu öldürür. Andromeda’yı kurtarır ve ona âşık olur. Kralın da izni ile onunla evlenir fakat hala küçük bir problem vardır. Andromeda aslında amcası Phineus ile sözlüdür ve Phineus düğün gecesinde adamlarını toplayarak saldırı yapar. Bunun üzerine Perseus, Gorgo’nun kafasını onlara doğru tutar ve hepsini taşa dönüştürür. Tüm bu yaşananların sonucunda Andromeda, kendisini bütün tehlikelerden hatta ölümden kurtaran Perseus’a âşık olur. Çift uzun ve mutlu bir hayat yaşar.

Psikolojide Andromeda

            Ataerkil toplum yapısı geçmişten günümüze kadar varlığını sürdürmektedir. Bu yapı ve kadınlara olan etkisi kadınların bağımsızlık korkusu geliştirmelerine sebep olmaktadır. Kadınlar doğduğu andan itibaren önce babasına ve ağabeyine daha sonra eşine bağımlı hatta korunmaya muhtaç olmak üzere yetiştirilmektedir. Çocukluğundan beri kendine bakma, kendini geliştirme ve kendini koruma konusunda desteklenmeyen kadınlar zamanla bağımsızlığa kaygı ile yaklaşmaya başlamaktadır.

Dışarıdan son derece başarılı ve bağımsız görünen kadınların bile içten içe başkalarına bağımlı olma eğiliminde oldukları bilinmektedir. Bağımlılık rahatlığı beraberinde getirmekte ve kadınların sorunlardan ve sorumluluklardan kaçmasına, kurtarılmayı beklemesine sebep olmaktadır. Bu durum zamanla bir kısır döngü halinde tekrarlamakta kadınların özgüvenini her geçen gün yok etmektedir.

Edebiyatta Andromeda

Dünya edebiyatı incelendiğinde; en başta sendromun diğer ismi olan Sindrella masalı, oldukça büyük bir örnektir. Çocuklara küçük yaşta okutulan bu masalda Sindrella, üvey annesi ve kardeşleri ile oldukça kötü şartlarda yaşamaktadır.  Bu olumsuz hayattan kendi başına çıkamamakta, bir prens tarafından kurtarılmaktadır. Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalında da yine prens tarafından kurtarılmaya muhtaç bir kadın figürü görmekteyiz bu masallarla büyümekte, çocuklarımızı büyütmekteyiz.

Türk Edebiyatı’nda bu konuda çok sayıda örnek bulunmaktadır. Halit Ziya Uşaklıgil tarafından yazılan Nemide ve Sefile adlı romanda da bu kompleks ile ilgili unsurlar oldukça fazladır. “Fikrimce erkekler için teehhül (nikâh) ikinci derecede bir ehemmiyettedir. Lakin kadınlar için böyle değil. Kadınlar hayatlarını idare edebilmek için o kadar zayıftırlar ki teehhül onlara bir ikinci beşik olur” sözleri de oldukça dikkat çekicidir. Şükûfe Nihal’in Yakut Kayalar ve Çöl Güneşi romanlarında da Sindrella Kompleksi ile ilgili oldukça fazla unsur bulunmaktadır.

Bağımsız Kadınlar

Ataerkil gelenekler sebebiyle kız çocukları ikinci plana atılmakta, okumaları ve çalışmaları engellenmektedir. Masallar, diziler gibi pek çok araç ile de bu durum normalleştirilmektedir. Bu durum kadınların, hayatın zorluklarından kurtarılmak istemesi, bir erkeğin sevgisi ve bakımı ile kurtarılacağına olan inanmasına sebep olmaktadır.  Andromeda ya da diğer adı ile Sindrella Sendromu olarak da adlandırılan bu durum sonuç olarak, kadınların kişisel bağımsızlıklarına ve kişisel gelişimlerine zarar vermektedir.

Günümüzde bile kadınlar iş hayatında çeşitli mikro ayrımcılıklarla karşı karşıya gelmektedir. Bazı kadınlar kendilerini önemsiz, güçsüz, yardıma muhtaç olarak algılamakta; baskı altında kaldıkları ailelerden onları beyaz atlı bir prensin kurtarıp, özgürleştireceğine inanmaktadır. Oysa gerçek bir özgürlük bağlanacak birini aramaktan ziyade kişinin kendi sorumluluklarının farkına varması ve üstünden gelmesi ile mümkündür.

Bilinçli ya da bilinçsiz olarak etkisinde kaldığımız Andromeda Kompleksi gerçekliğine rağmen “beyaz atlı prense ihtiyacım yok ben dünya ile tek başıma da savaşabilirim” diyebileceğimiz günlerin yakın olması dileği ile…

Kaynakça

ALBASAN, İ. (2019). Yunan mitolojisi’ne psikanalitik bir yaklaşım. homeros2(3), 95-102.

GÖDE, H. N. Halid Ziya’nın Sefile ve Nemide romanlarında” Sindrella    Kompleksi”. Uluslararası Beşeri Bilimler ve Eğitim Dergisi4(8), 398-417.

GÖDE, H. N. Şükûfe Nihal’in Yakut Kayalar ve Çöl Güneşi romanlarında” Sindrella             Kompleksi”. Uluslararası Beşeri Bilimler ve Eğitim Dergisi5(11), 737-762.

YILDIRIM, S. Sindrella kompleksi: çağdaş kadında bağımsızlık korkusu. Anasay, (6), 111-115.