Eleştirel Düşünme

Bütün hayatını düşünmeye ve eleştirel düşünmeye ayıran bilge, cevabını bilmediği bir soruya ulaşmaya niyet etmiş…

Kavramsal çöküntü, nerede başladığını bilmediği boş bir düşünme eyleminin esiri zihinler. Kim bilir ne zaman uyanır dediğimiz zihinler, ölü zihinlerimizden daha aydın. Yani düşünmenin şeklini eline almadan düşünmek, zihnin boş bir meşgale edinmesinden öteye gidemiyor. Düşünmek, zihnin zamansız döngülerini kırıp içinden çıkılmaz yapbozlarla uğraşma hevesidir.

Eylem Harekete Geçmeyle Meşrulaşır mı?

Düşünme sadece eylem hâliyle insanın mecburi eylemleri arasında mıdır? Başka zihinlerde dolaşmak gücüne sahip olsam ilk arayacağım cevap başkasının nasıl düşündüğünü anlamak olurdu. Çünkü belli ki aynılaşan insan, soyun ardılında bile muazzam evrimlere sahne olabiliyor. Yani bırakınız farklı şeyler düşünmeyi, daha kökten farklı beyinsel düşünme süreçleri edinir. Zihinsel evrim aynı yaşamın içinde bile kendisini gösteriyor.

Düşünmek zaman akışı içinde bölümlere ayrılıyor;

Birinci Bölüm: Öncül

Bu periyot, zamanın içinde düşüncenin geçmişini oluşturan psikolojik olarak bilinçaltında varlığını sürdüren düşüncedir. Bu öncül çoğu zaman bilinçsiz şekilde sizi düşüncenin merkezine iten itici kuvveti oluşturur.

İkinci Bölüm: Koşul

Düşüncenin koşulu başka bir düşüncedir. Öncül, koşulsuz ilk düşünceyse öncüle bağlı yaratılan ilk bilinçsiz düşünce kendinden sonraki düşünlerin temel taşı olacaktır. Bunu neden düşündüm sorusu, nedensiz ilk düşünceye yani öncüle varacaktır. Her öncülden üretilen temel düşünce koşul düşünceyi oluşturur.

Üçüncü Bölüm: Etkin Koşul

Etkin koşul, düşünmenin bir eyleme dönüşmesinin izlencesidir. Düşünceler kendi başlarına durağandırlar. Bu durağanlık çoğunlukla düşünce deneyleri bombardımanına uğrar. Bu düşünce deneylerinin her biri etkin koşula örnektir. ”Nedir?” sorusunun cevabını yaratma çabası sonucu. Herhangi bir olguyu düşünceyle anlatabilecek her düşün bölümü etkin koşuldur.

Dördüncü Bölüm: Eleştirel Düşünce

Eleştirel düşünce düşüncenin son bölümünü oluşturur. Düşüncenin önceki parça ve periyotlarına bir anlam vermek amacıyla çoğunlukla öncül düşüncelerin her birine karşı çıkan bir düşünce yaratma süreci ve bu sürecin sonuçlarının bütünüdür. Her bir düşün kendini takip eden bir eleştiri tipik adıyla yanlışlamaya muhtaçtır. Herhangi bir olgu ve düşünü varlıkla taçlandırmanın en kolay yolu, düşüncenin kendisini yanlışlayacak bir düşünce yaratma çabasıdır. Burada neticenin değil sürecin önemli olduğuna dikkat edin. Çünkü salt Eleştirel düşünce çoğu zaman neticelenmemektedir. Ancak neticelenmemiş de olsa bu süreç öncül düşünleri sağlamlaştırması açısından çok önemlidir.

 

Bu yazı İnsanca Akademi editörlerinden Ayşenur Altun tarafından düzenlenmiştir.

İnsanca Akademi You Tube hesabında gezinerek yeni hikâyeler keşfedebilirsiniz.

Muhammet Furkan Dolgun
İstanbul Üniversitesi Fizik bölümünde okuyan, okumayı, yazmayı ve felsefeyi seven bir gezgin.