FİZİK VE BİLGİ ÜZERİNE BİR DENEME

 Fizik ve Bilgi :  Fizik, sonsuzluklar evreninde yine sonsuz küçüklükte olan insanın maddenin ilişkilerini çözmek için ucuz matematik oyunlarıdır. Bunların ucuz olması değersiz oldukları anlamına gelmiyor tabii ki lakin anlam vermek için biraz sıyırmanız gerektiğini anlatmak istiyorum. Diyalektik yöntem, Platon ve Aristo’nun tartışmasından doğup 2000 yıl sonra Hegel ve Karl Marx ın tartışması ile yetişkinliğinin ilk adımını atıyor. Bugün, modern anlamda bilim yaparken kullandığımız her türlü bilişsel bilgi yine aynı kavganın tartışmanın mirası ile mümkün oluyor. Felsefe, düşünme eyleminin metodolojik bir taban üzerine oturtma eylemidir. Düşüncenin özüne indiğimizde bizi karşılayan fikirler yine bilim gibi kendimizle savaşmamızı “İdealizm” ve “Materyalizm “ kavgası yapmamıza sebep oluyor. Sorduğumuz her soru, yeni bir soru ile kendini açıyor. Tözü büyük bir tartışma içinde buluyoruz kendimizi. Fizik bu tartışmaların her zaman hakemi olmuştur. Fizik ve Bilgi

Soru: Bilgi nedir?

    Modern anlamda diyalektik yöntem, okullarda öğretilen anlamda tez, antitez ve sentez eytişimi olarak kabul görüyor. Bilgiye ulaşmak için Hegel’in miras bıraktığı yöntem üzerinden gelişim yapan Marx’ın önümüze koyduğu, artık herkes tarafından kabul görmüş “Materyalist Diyalektik” yöntem kullanıyoruz. Bilginin özü platoncu anlamda “idea “ değil maddedir diyoruz. Bu tartışma uzayıp gidiyor yıllardır.

   Fizik bu öz çerçevesinde bize büyük bir yer açıyor. Bilim yapmak özünde, düşünme eyleminin sınanabilir bir kuram haline gelmesi ile oluşur. Fikir olgulaşır, sınanır ve kanıtlanır ya da yanlışlanır. Bizim eylemlere olan bakışımız, olgular üzerinde edindiğimiz tecrübeler üzerinden vardığımız yargılardır. Hiçbirimiz bilginin özünden şüphe duyup sorgulama ihtiyacı duymuyoruz. Bilgi zaten kalıplaşmış bir metodun ardılı olarak türüyor. Bu bilgi sürecin en çelişkili ve en üretken kısmını oluşturuyor. Elimizde zaten bildiğimiz bir bilgi varsa. Örneğin, serbest bırakılan nesne düşer. Bu bilgi üzerinden, üreteceğimiz bir fikri ortaya koyuyoruz. Ortaya koyduğumuz fikri sınıyoruz (bu sınama düşünsel –teorik- ya da deneysel –pratik- olabilir) sınamanın sonuçlarında yeni bir bilgi elde ediyoruz. Elde ettiğimiz her bilgi sınanabilir oluyor. Ardıl bilgiler için her defasında sınamıyoruz tabi ki. Nesnel bir kavramı doğrulamaya çalışmak vakit kaybıdır. Bir kavramı yanlışlayamıyorsanız doğru olduğunu kabul etmiş olduğunuz anlamına geliyor. Dünyayı değiştirmek istiyorsanız yanlışları bağırmalısınız. Fizik ve Bilgi

Cesur Olmak Fizik ve Bilgi

   Bilim için cesur olmak zordur. Cesur olabilmek düşüncelere biçim vermek ve bir metot üretmek ve kendinizi anlatabilecek bir motto bulmak çok zordur. Yeni bir şey bulduysan, bulduğun kavramı başkalarına anlatmalı ve herkesin anlayabilmesini sağlamalısın. Bilgi yalandır. Zaman gibi…

   Bugün bildiğimiz kavramlar yalanlana değin, doğal model üzerinde deney yapmaya devam edeceğiz. Soruyorum; Sorguluyor muyuz bilgiyi?

Kendim için sorduğum bir soru varlığından nasıl emin olabilirsin.

“Cogito ergo sum”

demek var olmak demek mi ne kadar emin olabilir insan varlıktan. Varlığımdan emin olmak için yokluğuma mı ulaşmalıyım?

   Fizik var olduğumuzu söylüyor birkaç trilyon kere trilyon atomdan oluşan bir canlı organizma. Düşünceyi tanımlamak için hangi kelimeleri kullanmalıyım?

   Doğru cevapları yanlış sorularda aradığımı hissediyorum. Bugün size bir şey anlatmak niyetinde değilim. Sorularla doğdum, soruların geometrik olarak arttığını öğrendim insan öğrendikçe daha da açlaşan bir balık gibi oluyor. Öğrendikleri boş kütüphanedeki rafına geçiyor ve ilgiyi kaybediyor. Okuduğumuz bildiğimiz gördüğüm şeyler değersizleşiyor. Daha yeni şeyler istiyoruz her zaman. Bitirdiğim her kitabın sonunda yeni bir kitaba atlamam gibi… Bilgi hepimiz için aradığımız bir sandık, lakin hiçbirimiz aradığımız cevabı bulamıyoruz. Tüm sorularımın cevabını ölümde bulacağım. O güne değin daha fazla soru sormak için yaşamaya, okumaya devam etmek dileğiyle. Fizik ve Bilgi

 

Quod erat demonstrandum.                                                                                                      
Muhammet Furkan Dolgun
İstanbul Üniversitesi Fizik bölümünde okuyan, okumayı, yazmayı ve felsefeyi seven bir gezgin.