KADINA YÖNELİK EKONOMİK ŞİDDET

KADINA YÖNELİK EKONOMİK ŞİDDET

Ekonomik Şiddet ve Kadın

Şiddet, çok etmenli ve çok boyutlu bir toplumsal sorundur. Kadına yönelik şiddette daha çok fiziksel ve psikolojik şiddet ele alınırken, bu boyutların dışında yer alan ekonomik şiddet hayatımızın önemli bir bölümünü kapsamaktadır. Toplumsal koşullardan beslenen şiddet, şiddete uğrayan kişilerin hak ve özgürlüklerinin önüne set koymaktır. Ekonomik şiddet de kadınların birey olarak ekonomik açıdan özgürlüğünden yoksun bırakılmasıdır. Ekonomi kaynakların bir tehdit, yaptırım aracı olarak ya da kontrol amacıyla kullanımıdır.

Ekonomik Şiddet Davranışları

Ekonomik şiddet davranışları çeşitlilik göstermektedir. Bunlar;

-Kadının çalışmasına izin vermemek

-Az para verme ve çok az para vererek yapılması mümkün olmayan şeyleri talep etmek

-İstemediği bir işte zorla çalıştırmak

-Çalışma hayatındaki ilerleyişini engellemek

-Para harcama özgürlüğünü elinden almak ve ihtiyaçlarını almasına izin vermemek

-Verilen paranın kuruşu kuruşuna hesabını sormak

-Aileyi ilgilendiren ekonomik konularda ve ev harcamalarında, kadından fikir almadan tek başına karar vermek

-Çalışan kadının parasını elinden almak ya da çalışmayı reddedip kadının gelirini harcamak

-Maaşına, gelirine ve mal varlıklarına el koymak ve kontrolü kendi eline almak olarak örneklendirilebilir.

Ekonomik Şiddete Ortam Hazırlayan Etmenler

Toplumun çeşitli özellikleri ile birlikte uygulanan yanlış yöntemler, oluşan yanlış inanışlar ekonomik şiddete zemin oluşturmakta ve bu şiddeti meşrulaştırmaktadır.

Kız çocuklarının okutulmamasına ve küçük yaşlarda evlendirilerek bir erkeğe bağımlı hale getirilmesine ülkemizde sıkça rastlanmaktadır. Çalışamayan kadınların ekonomik nedenlerden dolayı şiddetin içinde hayatına devam ediyor olması ise bu şiddeti durdurmanın zorluğunu bize göstermektedir.

Çalışan kadınların iş hayatlarında eşit şartlara sahip olmaması, yaşanan ayrımcılıklar, kadınların düşük gelir ve düşük statüde kalmak durumunda olmaları, onları ekonomik güçten yoksun bırakan etmenlerdir.

Toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin eşitlikçi tutumlara sahip olmayan toplum ve devlet, kadınları pasif olarak ele almakta ve ev işleri dışında, aile ve ev içi yaşam dışında bir çalışma yaşamını uygun görmemektedirler.

Ekonomik Şiddetin Etkileri

Ekonomik şiddet kadınların bireysel olarak gelişimlerini ve kendilerine olan güvenlerini zedeleyici bir unsurdur. Hem ev hem de iş hayatında bulunan kadınlar, kavuşmaları gereken kimliğe kavuşamamak, her iki ortamda da sömürü nesnesi olmaktadır.

Kadınların çoğunun, diğer aile üyelerine bağımlılığı kılınarak ekonomik özgürlüğünü elde etmesi engellenir. Kadının yoksullaşmasıyla sonuçlanmakla birlikte sosyalleşmesi, uğradığı şiddetten uzaklaşabilmesi için de engelleyici olabilmektedir.

Kadınlar ekonomik şiddet sonucunda, korku ikliminin kurbanı olarak üretimden çekilebilirler. Dolayısıyla ülkenin üretken iş gücü de azalmaktadır. Eğitim ve gelişim imkanları kısıtlandıkça vasıfsız işlerde veya küçük yaşlarda evlilik adımını atarken bulabilmektedirler kendilerini.

Ayrıca ekonomik şiddetin kurbanı olan kadınlar, diğer kadınlara göre daha fazla depresyon, stresle ilişkili semptomlar gibi sağlığı olumsuz yönde etkileyecek durumlarla karşı karşıya kalırlar.

Hayata tutunmalarının ve kendilerini geliştirmelerinin önünü kesen ekonomik şiddet, bir hak ihlalidir ve hak ihlalini meşrulaştıran ya da destekleyen değil; birey ve toplumu bilinçlendirerek sonlandıran politikaların gerekliliği vurgulanmalıdır.

Kaynaklar

Can Gürkan, Ö. ve Coşar, F. (2009). Ekonomik şiddetin kadın yaşamındaki etkileri. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, 2 (3), 124-129.

Gökkaya, V. B. (2011). Türkiye’de kadına yönelik ekonomik şiddet. C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 12 (2), 101- 112.

 

Diğer psikoloji yazılarımız; www.insancaakademi.com/category/psikoloji/

 

Benzer içerikler için İnstagram sayfamızı ziyaret etmeyi unutmayın!