Reklamların Gücü

Reklamların Gücü

Reklam, medya aracılığıyla satış/pazarlama olarak adlandırabileceğimiz reklamlar artık günümüz dünyasının her alanında karşımıza çıkıyor. Eskiden radyo, gazete ve afişlerde görebileceğiniz reklamlar artık televizyon, sosyal medya uygulamaları, dijital oyunlar gibi birçok alana yayılmış durumdadır.

Reklamların ilginç yanı insanların çok büyük bir kısmının reklamlardan etkilenmediğini iddia ediyor oluşudur. Peki, eğer bu kadar büyük bir kitle reklamlardan etkilenmiyorsa yıllardır süregelen; ikide bir önümüze çıkan renkli ve heyecanlı reklamlar neden devam ediyor?

Reklamları yalnızca satış ve pazarlama olarak ele almak da aslında reklamların üzerimizdeki etkisini hafife almak olacaktır. Günümüzde reklamlar yalnızca ürün tanıtımı değil tüketicinin ürünü kullanması sonucu onu bekleyen “mükemmel yaşam şeklini” de sunar. Reklamların sunuluş biçimi, benimsetilmek için çabalanan değerler ve toplumsal değerleri dahi değiştirmeye gidecek olan eğilimler artık reklamlarda eskisine göre çok çok daha fazla ele alınmaktadır. Tüm bunlar tüketicinin ürüne ulaştığında mutlu olacağına, sınıf atlayacağına, güzel görüneceğine, kişi için gerekli olmasa bile gerekliymiş gibi düşüneceğine inandırılmasıyla oluşur.

Reklamlar Nasıl Etkili Hale Getirilir?

Reklamların etkili olabilmesi için reklamcıların hangi hedef kitleye ulaşacağını göz önüne alması gerekir. Reklamlar ilgilisinin değil de ürünle çok da ilgilenmeyen alakasız kişilere ulaşırsa çok da bir etki yaratamaz. Bunun için ilk yapılması gereken hedef kitleyi belirlemektir. Hedef kitlenin özellikleri cinsiyet, yaş, eğitim durumu, ilgi alanları gibi değişkenlere bağlıdır. Örneğin veganlar için yeni bir ürün çıkarıldığını varsayalım ve bu ürünün reklamını instagram üzerinden yapmak istiyoruz. Bu durumda bir kasabın hesabına değil de vegan içerikleri paylaşan ve takipçilerinin çoğunun vegan olduğuna inandığımız bir hesaba yöneliriz. Bu şekilde ürününüz satış yapmak istediğiniz kitleye daha kolay bir biçimde ulaşacaktır.

Reklamcılıkta diğer bir önemli nokta ise sloganlardır. Bir sloganla ortaya çıkmak isteyen reklamcının ilk düşüneceği nokta akılda kalıcılığıdır. Bunu günümüz reklamlarından düşünmek isterseniz aklınıza gelen ve dilinize dolanmış birçok reklam sloganını düşünebilirsiniz. Tüm bu kalıcı sloganlar tüketicilerin beynine kazınır ve bir dahaki alışverişlerinde onları bu ürüne iter. Bu kalıcılık kelime oyunlarıyla yapılabileceği gibi arka plan müzikleriyle ya da sloganın ritmiyle de gerçekleştirilebilir.

Ürün Seçimlerimizde Özgür müyüz?

Sosyal psikoloji araştırmacıları ürün seçimlerimizde özgür olmadığımızı öne sürmektedir. Araştırmacılar reklamcıların tüketicilerin demografik özelliklerinin ve genel kitlenin özelliklerini çok iyi bildiklerini ve seçimlerimizi kendi irademizle yapsak dahi bu iradenin reklamlar ve reklamların içindeki çeşitli ikna yöntemleriyle manipüle edildiğini öne sürerler. Reklamcılığın akıllıca yönlerinden biri tüketicilerin özelliklerinin de ötesinde reklamı yapılan ürünün tüketici de duygusal ya da bilişsel bir çağrışım uyandırmasına dayanır. Örneğin bir gazoz reklamı yapacaksınız.

Gazozlar genel itibariyle benzerdir ve bilişsel yönlerini ortaya çıkarmanız tüketicide bir etkiye neden olmayabilir. Fakat belli bir markadaki gazozu “serinlik, ferahlık, iyilik hali, enerji” ile birleştirerek sunacak olursanız artık o gazoz tüketicinin kafasında istemeden de olsa farklı sıfatlarla eşleşmiş durumdadır. Peki, farklı bir açıdan da yaklaşalım: Baş ağrısına iyi gelen bir ilaç pazarlamak istiyorsunuz. Baş ağrısı çeken tüketicilerin muhtemelen sizden duymak istedikleri en önemli nokta baş ağrılarına iyi gelip gelmediklerinin etkileyici bir şekilde duymalarıdır. O halde siz ürünün bilişsel/mantıklı yanına odaklanırsınız.

Görüldüğü üzere reklamlar aslında çok akıllıca tasarlanmış ikna araçlarıdır ve tüketiciler ne kadar inkâr etse de üzerimizdeki etkileri yadsınamayacak kadar büyüktür. Bir dahaki reklam izleyişinizde bahsettiğimiz noktalara dikkat ederek aslında ne kadar planlı ve etkili olduklarını anlayabilirsiniz.

Kaynakça

Ağayeva, B. (2015). Günümüz Reklamcılığının Toplum ve Birey Üzerindeki Sosyolojik ve Psikolojik Etkileri. Yüksek Lisans Tezi.

BOLAT, N. Ö. (2013). Reklam ve Algı İlişkisi: Reklam Metinlerinin Alımlanmasında Duyu Organlarının İşlevleri Hakkında Bir İnceleme . Journal of Social Sciences.

 

Diğer psikoloji yazılarımız; www.insancaakademi.com/category/psikoloji/

 

Benzer içerikler için İnstagram sayfamızı ziyaret etmeyi unutmayın!