ANI EV Mİ? ÇÖP EV Mİ?

ANI EV Mİ? ÇÖP EV Mİ?

Anılarla Yaşayanlar

“Anısı var, atmayayım” diye evlerimizin bir köşesinde birçok türden nesneler barındırırız. Gizliden gizliye bağ kurduğumuz nesneler bize birçok hatırayı çağrıştırır. Geriye dönüp onlara baktıkça özlemle anarız o zamanları. Örneğin uçakla yapılan ilk seyahatin bileti, tatil köylerinden getirdiğimiz deniz kabukları zamanda kısa bir yolculuk yaşatır, o hoş anılarımızı tekrar deneyimleriz. Ancak işin hoş kısmı bir yana gerekli gereksiz her şeyi biriktiren, toplayan hatta kendilerinden bu nesnelerin atılması istenildiğinde oldukça büyük tepkiler veren bazı insanlar vardır. Psikoloji dünyasında “Dispozofobi” adı verilen fakat halk arasında “istifçi/istifçilik” olarak bilinmektedir. Peki kimdir bu istifçiler?

Dispozofobi (Kompulsif biriktirme hastalığı)

Literatürde “Hoarding” adıyla bilinen kompulsif biriktirme hastalığı ya da halk arasındaki adıyla istifçilik, Obsesif Kompulsif Bozukluğunun bir alt tipi olup yakın geçmişte, DSM V’e göre ilk kez ayrı bir hastalık türü olarak değerlendirilen bir fenomendir. Koleksiyonculuktan da öte olan bu hastalıkta, koleksiyoncular için biriktirilen şey değerli olur ve belli başlı dallara ayrılırken bu hastalıkta biriktirilen şeyin değeri gerçek değerinden bağımsızdır. Bireyler topladıkları bu nesnelerle ayrılmakta büyük zorluk çekerler. Nesneye atfettikleri duygusal bağ o kadar güçlüdür ki biriktirdiği şeyleri kendilerinin “benliği” şeklinde görürler. Bu nedenle “takıntılı” bir biçimde eşya toplarlar, biriktirirler onlardan kopamazlar.

En çok istiflenen nesneler genelde gazeteler, eski kıyafetler, çantalar, evraklar, kitaplar ve bunun yanında nadir de olsa bazı değerli eşyalardır. Yaşam kalitelerini son derece düşürdüğü için dispozofobiden muzdarip kişiler, banyo, mutfak, yatak odası gibi yaşam alanlarının çok küçük bir kısmını kendileri için kullanırlar. Kendi yataklarında kendilerinin yatması gerekirken biriktirdiği eşyalar o alanı işgal etmektedir. Ya da mutfak tezgahlarında kahve fincanı yerine koca koca eski, tozlu kitapları barındırırlar. Bazen de durum öyle bir hal alır ki bu insanlar, sosyal çevreleri tarafından, evleri  “Çöp ev” olarak etiketlenirler böylelikle evlerine “belediyeden” gelen ekipler dışında pek fazla kimse uğramaz. Ancak buna rağmen kendilerine ve terapiye dair iç görüleri son derece fakirdir. Bu durumu bir stres ya da sıkıntı kaynağı olarak görmeyebilirler.

Dispozofobi (Kompulsif biriktirme hastalığı) neden olur?

Çocukluk çağında sosyal ve duygusal açıdan yetersiz bakım alan bireylerde görülme olasılığı son derece yüksektir. Bunun sebebi, tutundukları nesneyi, çocukluk çağındaki o yaranın telafisi niteliğinde olmasından kaynaklanmaktadır. Komorbit biçimde görülmesiyle beraber bireylerin aile geçmişlerindeki kaygı, depresyon, dispozofobi öyküleriyle beraber kayıp-yas ve travmanın da  bireylerin istifçi olma eğilimini arttırmaktadır. Bununla beraber bazı araştırmacılar, dispozofobinin modelleyerek öğrenme sürecinin sonucu olduğunu düşünmektedirler. Yani bireyler, erken çocukluk çağında, ebeveynlerinden birisinin bir davranışı telafi etme biçimi olarak eşyaları “istiflediğini” deneyimlerse bu davranışı kaygı ve stresle baş etme stratejisi olarak modelleyip yetişkinlik hayatında da aynı örüntüyü devam ettirme olasılıklarının fazla olabileceğini düşünmektedirler.

Ne zaman ortaya çıkar?

Temeli ön ergenlik yaşlarına uzanmakla birlikte ileriye dönük bu hastalığa dönüşme oranı yaklaşık %2-5 civarındadır. Cinsiyet olarak dağılımına bakıldığında ise erkeklerin dağılımı kadınlara kıyasla daha fazladır. Bununla beraber, 55 ile 94 yaş aralığındaki bireylerdeki istifçilik genç ve orta yetişkinlikteki bireylere kıyasla ortalama üç katı kadar seyretmektedir. Yalnız yaşayan bireylerde daha sık görülmekle birlikte terapiye başlama yaşı ise ortalama 50 yaş civarındadır (Parekh, 2017). Esasında bireyler, bu ortalama yaşa kadar kendilerinde bir sorun olmadığını düşündükleri için destek almayı uzun bir süre ertelerler. Çünkü biriktirdikleri şey “günün birinde lazım olur” düşüncesiyle çöp kutusuyla hiç tanışmadığı için bu bireylerin evinde uzun süre misafir olmaktadırlar.

Dispozofobi Davranış Tipleri

Dispozofobi, Obsesif kompulsif bozukluğunun altında uzun bir süre olarak değerlendirilmişse de her istifçi bireyin obsesif kompulsif kişilik bozukluğuna sahip olduğunu ya da OKB’ye sahip olduğunu söylemek pek mümkün değildir. Genel olarak bu bireyler eşyalarının atılma tehlikesine karşı tartışma eğiliminde olabilirler. Bunun sebebi ise biriktirdiği nesnenin kendisine duygusal ve sosyal açıdan güvenlik ihtiyacını doyurmasıyla beraber o nesnenin aynı zamanda kutsal olduğuna da inanmaktadırlar. İsraf çok nadir gözükmektedir. Nesnelerin gruplandırılması konusunda sıklıkla kafa karışıklıkları yaşadıkları için düzen ve tertibi korkutucu bulabilirler, dağınıklık onlar için güvenli ve rahat bir bölge gibidir. Biriktirilen nesneler genelde birbirinden farklıdır. Son olarak, kullanım ömrünü tamamlamış nesneleri atma konusunda başarısız oldukları için “atma, elden çıkartma” ihtimali bile bireyleri kaygıya, sıkıntıya sürüklemektedir.

 

Sonuç olarak, istifçiler için bağ kurdukları her nesne tıpkı dilek ağaçlarına benzerler. Evlerine davet ettikleri her nesne onların, bu hayata tutunmasını maladaptif bir biçimde sağlarken, yaşadığı kaygı, depresyon gibi sıkıntılarını da hafifletmektedir. Eşyaların yarattığı kalabalık, onların yalnızlığına karşı bir panzehir gibidir adeta.

 

KAYNAKÇA:

[1] Mataix-Cols, D., Frost, R. O., Pertusa, A., Clark, L. A., Saxena, S., Leckman, J. F., … Wilhelm, S. (2010). Hoarding disorder: a new diagnosis for DSM-V. Depression and Anxiety, 27(6), 556–572. doi:10.1002/da.20693.

[2] Mataix-Cols, D. (2014). Hoarding Disorder. New England Journal of Medicine, 370(21), 2023–2030. doi:10.1056/nejmcp1313051.

[3] Tamam, L., &Demirkol, U. D. M. E. ObsesifKompulsifBozuklukveİlişkiliBozukluklar.

[4] Bal, Ö. Ü. F. (2019). ObsesifKompulsifBozuklukKapsamındaİstifçilik. Cataloging-In-Publication Data, 310.

 

Diğer psikoloji yazılarımız; www.insancaakademi.com/category/psikoloji/

 

Benzer içerikler için İnstagram sayfamızı ziyaret etmeyi unutmayın!