Filozof:

Filozof ’un Düşüncesi Üzerine;

Felsefe, sorularla başlayan bir devrimdir. İlk soru sorulduğunda, akıl geri dönüşü olmayan bir devrim başlatmış olur. Hayatın her alanında aktif bir sorgulama haline sahip olanlar filozof olacak kadar cesurdurlar. Bir felsefe icat etmek, bir akıl yürütme sistemine bağımlı olmadan yapılması mümkün olmayan bir iştir. Felsefe metodolojisi ve diyalektik bu temeller üzerinde kurulur. Çünkü hayatın başlangıcından sonuna kadar insan için bir ideal yaratma ihtiyacı her toplumun bilinçsiz kimi zaman da metotsuz olarak yaptığı bir tip düşünme – felsefe- eylemidir; ve  insan bu eylemin ürünüdür.

İlk düşünür bir rüya görür, onun rüyasında oradakiler onu anlayanlar değil onun gerçeklerini var edenler olur.

GERÇEK NEDİR?

“Gerçek nedir?” cevaplanması en zor felsefi sorulardan biridir. Çünkü insanın gerçek algısı mantıksal ya da kurgusal bir benlikle beraber gelişir. Gerçek doğrulara doğru giderken, insanın bu ilgileşim sırasında uyguladığı yöntemler bütünü günümüz mantığının temellerini atıyor. Mantığını özellikle bir başka kişi ile iletişimi kuvvetlendirmek için yaratan toplum maksimum verimle ve minimum eforla nasıl iletişime geçmesi gerektiğini tarihsel süreç içerisinde öğrenmiş oluyor.

İnsana bu gücü veren akıl ve düşünme süreçlerini beyinde kurduğu etkileşimler çerçevesinde değerlendirir. İnsanın akıllı bir canlı olması gerçek diye bir algı yaratmaya olan doğuştan gelen ilgisine sebep olmuş olabilir mi?

İnsanın evrimsel süreçteki aklı, fiziksel yeteneğinin körelmesine ve aynı zamanda bir gelecek distopyasın da insanın geçek ve akıl gibi tarihi başlatan sorulardan kaçması değil; artık daha az soru soran daha akılcı bir insan olmaya çalışıyor oluşundan kaynaklanıyor olabilir.

Benim görüşüm diğer sorulardan kaçıp cevaplara sığınmak bilim felsefe ve insanlık tarihinin toplu bir duraklama dönemine girmesine sebep olmuş olabilir. İnsanı kendi aklından uzakta bir gelecekte hayal etmek de bu sebeplerden zor görünmüyor. Her sorunun bir cevabı olması gerektiği düşüncesi insanlara sorularda değil cevaplarda vakit geçirdikleri bir hayat sunuyor. Ancak bu hayat insan için ruhunu emen cennettir. Mutluluk ve rahatlık insanı sadece aptallaştırır. Cevaplarda yaşayan insanın hiçbir soruya cevabı yoktur.

 

 

KAYNAKÇA:

Ritter, J. (1955). Aristoteles ve Sokrates’ ten Öncekiler. Felsefe Arkivi3(2), 1-15.

Atay, H. (1966). İslâm Felsefesinin Doğuşuna Dair.

Scruton, R. (2015). Modern felsefenin kısa tarihi. Çev. Utku Özelmas ve Ümit Hüsrev Yolsal. Ankara: Dipnot Yayınları.

Burkaz, V. (2014). PLATON VE ROUSSEAU’DA İNSAN DOĞASI BAĞLAMINDA EĞİTİM. Anemon Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi2(2), 101-112.

Akdemir, M. (2005). Temel hak ve özgürlükler açısından insan doğası.

 

Diğer yazılarımız; www.insancaakademi.com/blog/

 

Benzer içerikler için İnstagram sayfamızı ziyaret etmeyi unutmayın!

 

Muhammet Furkan Dolgun
İstanbul Üniversitesi Fizik bölümünde okuyan, okumayı, yazmayı ve felsefeyi seven bir gezgin.