SAHTE BENLİK

Sahte Benlik Nedir?

Sahte benlik, kısaca kişinin fikirlerini olduğu gibi yansıtmaması ve inandığı, düşündüğü şeyleri söylememesidir. Özgün bir birey olamayan, kendine yabancılaşan ve olduğu gibi görünmeyen bir insanın tezahürüdür.

Kişi, kendi kişiliğinin üzerini örtecek şekilde davranışlar sergilemektedir. Başkalarının istekleri, beğenileri ve onayı etrafında şekillenmiş bir benlik söz konusudur. Gerçek anlamda sahip olunmayan birçok özellik, kişinin üzerine giydirilmiş gibidir.

Sahte Benliğin Seviyeleri

Bir savunma görevi üstlenen sahte benliğin Winnicott’a göre beş seviyesi vardır. Sırayla bakacak olursak;

  • En ileri olan seviyede gerçek benlik işgal edilmiştir. Çevre ile etkileşime giren sadece kişinin sahte benliği olmaktadır.
  • Orta derece işlevsiz seviyede gerçek benlik kısmen kabul görür ancak gizliliği devam etmektedir.
  • Minimum derecede uyumlu seviyede sahte benlik, uygun bir yer ve zaman olana kadar gerçek benliğe yerini bırakmamaktadır.
  • Orta derecede uyumlu seviyede, sahte benlikte, özdeşleşme yaşanan ve bakım verenlere benzeyen kişilerin özellikleriyle yoğurulmaktadır.
  • Uyumlu seviyede ise sahte benlikte, sosyalleşme için gereken bir düzeyde olmaktadır. İşlevseldir ve sosyal kibarlık formundadır.

Gerçek Benlikten Farkı Nedir?

Winnicott’a göre gerçek benlik özgün olandır, kendine hastır ve derinlikli duygulara sahiptir. Sahte benlik ise uyumlu olmakla yükümlü hisseder ve ötekilerin ondan bekledikleri etrafında şekillenir. Sahte benlik, bir birey olmak, dünyada var olmak yerine çevreye tepki vermek, uyumlanmak ile özdeşleşmektedir. Yaratıcı olabilen sadece gerçek benliktir.

Sahte benlik, gerçek benliği görünmez yapmak, onu saklamak için bir savunma görevi görmektedir aslında. Gerçek benlik, normal ve “yeterince iyi” olan ile gelişen her bireyde şekillenmektedir. Sahte benlik ise normal olmayan, doğallıktan sapan bir yolla deneyimlenir ve savunma mekanizması olarak gelişir.

Sahte Benlik Gelişiminin İlk Adımı

Sahte benlikte gelişiminin öncüsü deyince aklımıza ilk gelen şey, erken dönem ilişkileri olmaktadır. Winnicott’a göre yaşamının ilk döneminde anneye bağımlı olan bebeğin, dış gerçekliğe yavaşça alışması için “yeterince iyi anne” varlığına ihtiyacı vardır. Çünkü sağlam bir benlik algısının oluşması için önemli adımlardan biri de tüm güçlülük duygularının deneyimlenmesidir.

İhtiyaçları karşılanmayan, yeterince iyi anne ile büyümeyen bir bebek, bu deneyimden mahrum kalmaktadır. Dış gerçeklik ile sağlam bir benlik algısı gelişmeden, hazır olmadan karşılaşmak durumunda kalır. Bunun sonucunda da gerçek benlikle saklanır, anneye uyumlanır ve sahte benliğin temeli atılır.

Bebeğin ihtiyaçları düzenli ve tekrarlı şekilde karşılandığında, bebek, anneye uyma zorunluluğu hissetmez ve gerçek benliğini ortaya çıkarmak için uygun bir ortama sahip olur. Ayrıca çocukların kendilerini ifade etmelerine olanak sağlamayan, onlara istek ve beklentilerini direten, olumsuz özelliklerine odaklanan ebeveyn varlığı da sahte benliğin oluşumunun zeminini hazırlamaktadır.

 

Kaynakça

Sarısoy, G. (2016). Winnicott’ın gerçek benlik ve sahte benlik kavramlarının bir vaka ve terapi ilişkisi bağlamında incelenmesi. AYNA Klinik Psikoloji Dergisi, 3(1), 1-15.

 

Diğer psikoloji yazılarımız; www.insancaakademi.com/category/psikoloji/

 

Benzer içerikler için İnstagram sayfamızı ziyaret etmeyi unutmayın!