Çin Sanatına Kısa Bir Bakış

Dünyanın Merkezini Oluşturan Halk: Çin

Kronolojik bir araştırmayla Yakındoğu’daki uygarlıkların Uzakoğu’daki uygarlıklara göre daha erken geliştiği görülmüştür; ama bu uygarlıklarda Uzakdoğu uygarlıkları gibi süreklilik yoktur. Uzakdoğu toplumlarında geleneğe bağlılık sürekli olmuştur. Bu uzun kültürün sanat açısından başlangıcı  M.Ö. 3000’lere dayanmaktadır. Hunan yöresinde, kehanet için kullanıldığı sanılan kaplumbağa kabukları ve üstü yazılı kemikler bulunmuştur. Bu yazılarda Çin hükümdarlarının adlarının olması, belge niteliği taşıdıklarını göstermektedir. Söylencelere göre Çin’de sanat ve bilim adına ortaya konmuş ne varsa hepsi ilk imparatorların yapıtıdır. İmparatorlar aynı zamanda en yüksek din adamı olarak görülmüştür. Bu nedenle İmparator, Tanrı’nın kutsamışlığını halkına dağıtır. Dolayısıyla Çin halkı kendini en yüksek tanrısal güçlere sahip halk olarak görmüştür.

Kendilerini; “dünyanın merkezini oluşturan halk” olarak görmeleri, “olgun insan”, “ gökyüzün oğlu” olarak saydıkları bir imparatora hizmet ediyor olma düşüncesi sebebiyle diğer halklarla iletişimleri sınırlı olmuştur. Taşıdıkları toplum duygusu onların kendi dünyalarının dışına çıkmalarını engellemiştir. Bu durum ilk imparatorların yaptıkları işler arasında da en önemli işlerin savaşlar olmamasını sağlamıştır. Çinliler güçlerini ülke dışında harcamaktan bu şekilde kaçınmışlardır. Bu durumun kötü tarafı ise onların yinelememesini sağlamıştır. Yani Çin resim sanatında görülen biçim azlığı eski öğelere bağlı kalmaktan kaynaklanmaktadır. Örneğin; sarı renk yalnızca imparatorluğa ait yapılarda kullanılır. Çin kültürü, çeşitli kültürlerden aldıklarını içinde özümleyerek kendi sanatlarını oluşturmuştur.

 

Çin Sanatının Özelliklerine Dair

Yapıların çok az  yönelmesinden dolayı Çin sanatında üslup değişiklikleri görülmez. Yani eski yapılara sürekli yeni öğeler eklenir ve eski ile yeni arasında bir ayrım yapılmaz. Buna ek olarak Çin Sanatı, her çağda değerli malzeme kullanmaya özen göstermiştir. Çin sanatında bu dünyaya bağlılık daha ağır basar. Başka bir deyişle dinden uzaktır; doğa gözleminden ve gerçek olanın yüceltilmesinden yola çıkar. Çin sanatı ustalık görmeye yatkındır. Örneğin çok katlı saydam seramikler, maden kalkma eşyalar ve ışık gölge etkisinin kullanıldığı lake işleri sayılmaktadır. Bu değişik özelliklerinden ötürü Çin sanat yapıtları Avrupa’da çok eski zamanlarda takınmışlardır. Porselen ve lake işleri Avrupa’da çok değerli görülmüştür. Sanatın bu dünyaya dönük olması çok sayıda lüks eşyanın yapılmasına yol açmıştır. Dolayısıyla manzara ressamlığı öne çıkmıştır. Altın, gümüş ve yeşim taşının işlenerek eşyalar yapılması da değerli eşyalara verilen önemi göstermiştir.

 

Başlangıç Yin Hanedanlığı

Yin Hanedanlığı Çin’in ilk hanedanlığıdır. Çin, Neolatik Çağı dokuma ve seramik yapımını  yoğunlaştığı bir dönemdir. İpek dokuma geleneğini Çin’in mitoloji imparatorlarının üçüncüsü olan Huang Dinin karısı Xiling’in başlattığı düşünülmektedir. Kuzey Çin’de Neolitik Çağ’a ait seramikler bulunmuştur. Uzakdoğu’da ilk kez metali kullanan, yazıyı geliştiren ve kentleşmeye doğru giden toplum Çin’dir. Bu toplumsal değişim Yin Hanedanı döneminde olmuştur. Yin Hanedanı döneminde en önemli sanat ürünleri; bronz şarap, ayna ve kaplardır. Bu kaplarda ataların ruhlarına mayalanmış içkiler yapılmıştır. Ayrıca bu kapların üzerinde; balık, ejderha, aslan gibi gibi hayvan öğeleri yer almıştır. Aslan maskesi toprağı; ejder maskesi ise yağmur, bulut, gökyüzü ve doğayı simgelemektedir. S şekli ise ejderha ve masal kuşlarını simgelemektedir.

Aynı zamanda; sert, gözeneksiz, yüksek pişirimli seramikler de Yin Hanedanı döneminde ortaya çıkmıştır. Bu yöntemle yapılan bazı kaplar ince ve sert, sarımsı-yeşil sırla kaplanmıştır. Beyaz kille yapılan kapların dinsel amaçlı kullanıldığı düşünülmektedir. Bunları üzerindeki simgelerde hayvan öğeleri yaygındır. Örneğin ölümsüzlük simgesi çekirge, kuş, ejderdir. Ayrıca manda, kaplan, geyik maskelerine de bereketi simgeleyen şimşek ve su kullanılır. Üstleri yazılı kemiklerde Yin Dünyası’nı yansıtır. Çoğu dinsel amaçlı olan  küçük mermer heykellerde ise hayvan figürlerinin yanı sıra oturan insan figürlerine de rastlanır. Özetle Yin hanedanı, Çin’in ilk hanedanı olarak, sonraki hanedanların yapacaklarına rehber olmuştur.

 

 

Kaynakça:

Pischel , Sanat Tarihi Ansiklopedisi 1, Görsel yayınlar, 193-196,  1981

Eczacıbaşı, Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi1, YEM yayın,  362, 1997

 

Bu yazı, İnsanca Akademi Editör Ekibi’nden Dilan Deniz Emeksiz tarafından düzenlenmiştir.